Haziran ayından bu yana BTC piyasasında birden fazla “balina benzeri satış” yaşandı. Son zamanlarda, Alman hükümetinin de BTC varlıklarını sattığı bildirildi. Ancak, bu satışların çoğu madencilerden ve diğer büyük sahiplerden geliyor.
Büyük işlem hacimleri nedeniyle, hükümet satışları “balina hareketleri” olarak sınıflandırılabilir. Birçok piyasa katılımcısı bu hareketlerin satış baskısının artmasına ve BTC fiyatlarının düşmesine katkıda bulunduğuna inanıyor.
Ancak CryptoQuant’ın kurucusu ve CEO’su Ki Young Ju bu bakış açısına katılmıyor. Hükümetle ilişkili cüzdanların satışlar üzerindeki etkisinin büyük ölçüde abartıldığına inanıyor.
İlginç bir şekilde, görüşü geçtiğimiz yıl BTC girişlerinin kümülatif değerine dayanıyor.
Geçtiğimiz iki hafta içinde, ABD ve Alman hükümetleriyle bağlantılı adresler Coinbase, Bitstamp ve Kraken kripto borsalarına 737 milyon doların üzerinde BTC gönderdi.
Esasen, bu transferler sadece borsalar tarafından yapılan satışlardır. Özellikle, bu transferler BTC fiyatlarında bir ay süren düşüş sırasında gerçekleşti ve bu da satış baskısını şiddetlendirdi.
Kripto topluluğunda korku, belirsizlik ve şüpheye neden olan “hükümet BTC satışları” hakkındaki manşetlere rağmen, genel hacim aslında oldukça küçük.
CryptoQuant verilerine göre, BTC 2023’ten bu yana 224 milyar doların üzerinde giriş aldı ve bunun yalnızca %4’ü devlet tarafından el konulan varlıklarla ilgiliydi.
Ayrıca veriler, 2023’ten bu yana devlet tarafından el konulan BTC’nin gerçekleşen piyasa değerine yaklaşık 9 milyar dolar katkıda bulunduğunu gösteriyor.
Gerçekleşen bu piyasa değeri verilerinden, devlete ait BTC’nin minimum etkiye sahip olduğu ve genel piyasaya kıyasla önemsiz olduğu açıktır.
Gerçekleşmiş piyasa değeri, BTC’nin gerçek değerini gözlemlemenin benzersiz bir yoludur. Her bir BTC’nin mevcut konumundan en son hareket ettiği fiyatı dikkate alır ve BTC’ye ne kadar fiat para biriminin aktığını daha doğru bir şekilde yansıtır.